Önsöz yerine,
RUTiN bir ihtiyaçtan çok, yaşamın kendini sürekli tekrarından doğan durağanlığın sonucu oluşmuş “küçük bir proje” olarak düşünülebilinirdi. Ama öyle değil. Evet yaşamımda ” bir tekar” vardı. Fakat böyle bir “küçük projeyi” kafamda tasarlarken, “fotoğrafik üretimin” yaşamın her anından mümkün olabileceğini kanıtlamam gerekiyordu.
RUTiN adlı bu ilk fotoğraf çalışmam böyle bir düşünce sonucu oluştu. Yaşamım sürekli bir tekrarlar silsilesi ile geçip giderken bile, fotoğraf adına, ondan uzaklaşmadan bir çalışma gerçekleştirebilir miyidim?. Denemeliydim.
Ve denedim!
Çalışma tarzım bir planlamadan çok, “tesadüfi anların” soluğunda kendini gerçekleştirdi.
RUTiN işle-ev arasına sıkışmış “küçük bir fotoğraf projesi” olmasına rağmen ve yine “FOTOĞAF” sanatı açısandan iddalı olmamasına rağmen, fotoğrafla arama koyduğum mesafeyi anlamsızlaştırdığı için benim açımdan başarılı sayılabilir.
Ve ayrıca bir başlangıç olmasından dolayı da mutluyum.
Sonsöz yerine,
RUTiN, sessiz ve tek düze giden bir yaşam tekrarı değildi.
Gördüm.
Yaşam her yerde çekip giderken gördüm!
Sessizdim.
Sessizliğimi ışığın sonsuz derinliğiyle dillendirdim.
Gördüm.
Gördüğüm Zaman’nın an’daki belleğiydi,
Yansıyan ışık oyunlarıydı.
Gürhan Öztürk
Mannheim , Kasım 2015